.

 
Ana Sayfa
Ziyaretçi defteri
KONULAR
İSA MESİH HAKKINDA
=> İsa Mesih neden Tanrı'nın Oğlu olarak nitelendiriliyor?
=> İsa Mesih Tanrı'nın Oğlu mudur?
=> İsa Tanrı'nın Oğlu Olamaz"
=> İsa Mesih'in Ölümünden bana ne?
=> İsa'nın Dirilişinin Kanıtları
=> İsa Kimliğini Neden Açıklamadı?
=> İsa Mesih İncir Ağacını Neden Lanetledi?
NASIL HRİSTİYAN OLUNUR
 

İsa'nın Dirilişinin Kanıtları

İsa'nın Dirilişinin Kanıtları

 
  Yazdır E-posta
İsa Mesih'in ölümden dirilmediğine dair tarih boyunca pek çok iddia ortaya atılmıştır. Peki Hıristiyanlar neden bu iddiada ısrar ederler?

 

İlgi Çekici Bir Müze Eseri?

dirilis Diğer taraftan İsa Mesih ölümden dirilmemiş ise Hıristiyanlık, bir üniversite de "eski dinler" kürsüsünde işlenilen bir konudan öteye gitmezdi. Objektif bir geçerliliği ve değeri olmazdı. Hıristiyanların tümü hayal âlemine dalmış garip insanlar olurlardı. Tarihin başında aslanlara ilahiler söyleyerek yürüyen veya 20. yüzyılda Afrika da, Orta Doğu da canını veren misyonerlerin hepsi aldatılmış olurlardı.

Hıristiyanlık üzerine yapılan saldırıların odak noktası İsa Mesih'in diriliş olayı olmuştur. Hıristiyanlık düşmanları bu kaleyi fethederlerse tüm Hıristiyanlığı yok edeceklerini bilmektedirler. Genç bir İngiliz avukat 1930 senelerinde Hıristiyanlığın bu can alıcı noktasına saldırmaya karar vermiştir. Amacı dirilişin bir hayal ürünü olduğunu ispatlamaktır. Bu safsatayı ortaya çıkartarak tüm dünyayı Hıristiyanlıktan kurtarmak istemektedir. Bir avukat olarak yaptığı çalışmaları da hukuksal temeller üzerine kurmuştur.

Avukat Frank Morrison araştırmasını gerçekleştirirken çarklar tam beklentisinin aksine dönmeye başladı. Araştırmaları ve elde ettiği sonuçlar beklentisinin aksini ortaya koymaya başladı. Who Moved the Stone? isimli kitabında avukat Morrison delillerin, İsa Mesih'in gerçekten dirildiğini ortaya koyduğunu kabul etmek zorunda kaldığını açıklamıştır. İsa Mesih'in Ölümü ve Gömülüşü

İsa Mesih'in ölüm biçimi halk önünde haça gerilme şeklinde olmuştur. Hükümet bu cezanın sebebi olarak dine küfrü göstermiştir. Ciddi şekilde işkenceye uğrayan İsa Mesih, bileklerinden çarmıha çakılmış ve çarmıh üzerine nefessizlikten ağır ağır ölmüştür. Öldüğünün kesin bir şekilde anlaşılması için bedeninin yan tarafı bir mızrak tarafından deşilmiştir.

Beden, düz kaya üzerine yerleştirilmişti, keten bez şeritleri ile sımsıkı sarılmıştı ve üzerine baharatlar sürülmüştü. Aziz Yuhanna'nın yazdığı bölümde otuz litre baharatın kullanıldığı yazılmıştır ki bu miktar bedeni komple sıvazlamak için fazlasıyla yeterlidir. Mezarın girişini yaklaşık 2 ton ağırlığındaki bir kaya ile kapatan Romalı askerler, bu kayayı mühürlemiş ve İsa'nın üçüncü dirileceğine dair sözleri yüzünden rahatsız olan Yahudilerin baskısı yüzünden mezarın başında nöbet tutmaya başlamışlardır.

Bütün bunlara rağmen, üç gün sonra İsa Mesih dirildi ve mezarı terk etti. Bedenine yapışmış keten bezleri açılmamış ve etrafa yayılmamış boş bir koza gibi mezardaki İsa'nın yattığı kayanın üzerinde kalmıştı. Resmi Roma İmparatorluğu mührünü taşıyan kaya yuvarlanmış ve askerler kaçmışlardı.

 

Boş Mezar!

İlk yorum öğrencilerin İsa Mesih'in bedenini çaldığı doğrultusundaydı!

Matta 28:11-15 bu konudaki en önemli ayetleri içerir. Ayet 11, kadınlar daha yoldayken nöbetçi askerlerden bazılarının kente giderek olup bitenlerin hepsini baş kâhinlere bildirdiklerini iletmektedir. İlk bakışta, askerlerin baş kâhinlere karşı sorumlu olduğunu düşünebilirsiniz, ancak aşağıdaki bölümde açıklanacağı gibi eğer bu askerler ilk olarak durumu Pilatus'a bildirselerdi, ölüm cezasına çarptırılırlardı. Ayet 14, bu askerlerin Roma askeri olduğunu ve Pilatus'a karşı sorumlu olduklarını onaylamaktadır. Matta 28:14: "Eğer bu haber valinin kulağına gidecek olursa biz onu yatıştırır, size bir zarar gelmesini önleriz." Bu nöbetçiler, Pilatus'un dini hiyerarşi ile ilişkilerini bozmamak ve onları hoşnut etmek için mezarı korumakla görevlendirdiği "Roma askerleridir". Baş kâhinler, özellikle "Roma askeri" olması konusunda ısrar etmişlerdir: "Onun için buyruk ver de üçüncü güne dek mezarı güvenlik altına alsınlar". (Matta 27:64) Başkahinler askerlere gece uyurlarken öğrencilerin gelip mezardan İsa'nın bedenini çaldıklarını söylemeleri için para vermişlerdir ki bu olay geçekten komik bir olaydır. 2 tonluk bir kayanın başında uyuyan askerlerin yanına gelip bu kayayı kenara iten bir grup öğrenci İsa'nın bedenini imkansız bir biçimde kefenini açmadan alıp gitmiş olsalardı ve bu esnada askerler uyanmamış olsalardı bile, askerlerin uyurken olan olaylar hakkında verecekleri tanıklık ne kadar geçerli olabilirdi ki? Siz bugün polise gidip dun gece uyurken komşum birisini öldürdü deseniz. Polis size bu cinayet esnasında siz ne yapıyordunuz dese sizde ben uyuyordum deseniz, polisler sizi ciddiye alırlar mı?

Daha da ötesi karşımızda psikolojik ve ahlaki imkânsızlıklar da vardır. İsa'nın bedenini çalıp insanları kandırmaya çalışmak öğrencilerin bildiğimiz kadarıyla karakterlerine aykırı bir davranıştır. İsa çarmıha gerilirken O'nu reddedip kaçan öğrenciler niçin böyle bir sahtekârlığı ortaya atıp canlarını bu uğurda seve seve versinler ki? Aynı zamanda İsa'yı dirildikten sonra gören yüzlerce insanı kandırmaları neredeyse imkânsızdır. Bu kişiler İsa'yı sadece uzaktan görmemişler, O'nun konuşup, deşilmiş karnına bile bakmışlar, O'nunla yemek yemişler, O'nu dinlemişlerdir.

Havarilerin hepsi inançlarını reddetmedikleri için işkence görmüşler ve şehit edilmişlerdir. İnsanlar doğru olduğuna inandıkları (gerçekte yanlış bile olsa) bir amaç uğruna canlarını verebilirler, tarihimiz bu meçhul kişileri saygı ile hatırlamaktadır ancak hiç kimse kendi ortaya attığı sahtekarlık uğruna canını vermez. Bir grup öğrenci böyle bir sahtekarlık ortaya atmış olsalardı bile en azından bir tanesi özellikle İsa'yı çarmıhta reddeden öğrenci, inancını reddetmesi durumunda bağışlanacağını bildiği halde canını seve seve vermezdi. İsa'nın bedenin çalınmış olması demek, o an Hıristiyan olmayan yüzlerce insanın yalan söylemesi ve bunun uğruna da canlarını vermeleri anlamına gelir ki bu tamamen mantık dışıdır.

İkinci yorum Yahudi veya Romalı yetkililerin bedeni çalması yönündedir!

Mezarın başına nöbetçi koyan Romalılar ve Yahudiler niçin bedeni çalsınlar ki? Kendi inançlarını tehdit eden bu yeni inanç tam sönmek üzereyken, geriye kalan tek tük öğrenci kafaları karışık bir şekilde bir yerlerde saklanırken niçin bu inancı alevlemek için böyle bir girişimde bulunsunlar ki? Elçiler Yeruşalim'de İsa'nın dirilişini vaaz edip insanları vaftiz ederken neden suskun kalsınlar ki? Tam o esnada İsa'nın ölü bedenini ortaya çıkartıp teşhir etselerdi Hıristiyanlık o an orada bitmez miydi? O dönemin tüm din liderleri İsa'nın dirildiğinin yayılmasını engellemek için ellerinden geleni yapmamışlar mıdır? Bu yüzden İstefan gibi yüzlerce kişiyi öldürmemişler midir? Kim kendi kendine rakip olacak bir inanç yok olurken tekrar diriltip, ona cemaat kazandırıp sonra da bu cemaati yok etme işine başlayabilir ki? Daha olayların başında dirilişin unutulması konusunda bu kişiler Petrus ve Yuhanna'yı tehdit etmemişler midir?

Bu problemin basit bir çözümü mevcuttur. İsa'nın dirilmediğini ispatlamak için her şeyi yapmaya çalışan Romalı ve Yahudi liderler, İsa'nın ölü bedenine sahip olsalardı, bu bedeni teşhir ederek Hıristiyanlığı tarihe gömebilirlerdi. Ancak ellerinde beden olmadığı için sadece görgü tanıklarını katletmekten başka çare bulamamışlardır.

Üçüncü yorum kadınların yanlış mezara gittikleri yönündedir!

Acı içerisinde olan kadınlar yanlış bir mezara gitmişler, onu da boş görünce İsa'nın dirildiğini sanmışlardır şeklinde bir teori ortaya atılmıştır. Bu teorinin en zayıf noktası kadınların bu hatasının öğrenciler, Romalı veya Yahudi liderler, halk, askerler yada mezarın sahibi olan Aramatyalı Yusuf tarafından düzeltileceği gerçeğinin gözden kaçırılmış olmasıdır. Hıristiyanlığın düşmanları bu fırsatı kaçırmaz zaten İsa'nın bedenini hemen gösterip kadınları alay konusu yaparlardı. Unutulmamsı gereken bir unsurda bu mezarın halk mezarı değil, şahsa ait bir mağara olmasıdır; karıştırılması için etrafta başka mezar yoktu.

Dördünü yorum İsa'nın ölmeyip bayıldığı yönündedir.

Bu görüşe göre İsa Mesih asla haç üzerinde ölmemiş, sadece bayılmıştır. Aramatyalı Yusuf'un mezarına yerleştirildiği zaman, aslında hala daha yaşamaktadır. Birkaç saat sonra, mezarın serin havası ile kendine gelmiş ve mezarı terk etmiştir.

Kurnaz bir tez olmasına rağmen, her hangi bir analize dayanması mümkün değildir. İsa'nın yaşadığı sürece baktığımız zaman O'nun ölümünden emin olursunuz--böğrüne saplanan mızrak ise bu 'ölümü' tescil etmektedir. Ancak sadece bu iddianın hatırına İsa'nın ölmediğini farz edelim. Her hangi bir tıbbi bakım olmadan Paskalya arifesinde, Filistin'in soğuk gecesinin ayazında sabaha kadar soğuk mezarda son hayat pırıltılarının sönmesi gerekirken, ayıldığını ve sağ kaldığını, metrelerce uzunluğundaki ve üzerinde otuz kilo baharat olan mezar bezlerini açtığını, üç kadının kıpırdatma da bile zorlanacağı kayayı yuvarladığını ve delinmiş ayaklarına basa basa kilometrelerce yürüdüğüne inanabiliyor musunuz?

Mahkemenin zorlu saatleri, alay edilme, kırbaçlanma ve çarmıha gerilmeden sonra tam otuz--altı saat boyunca kaya mezarın içinde sıcaklık ve tıbbi bakım olmadan sağ kalmasına inanmamızı mı bekliyorlar? Peki ya arkasından bir anda iyileştiğini ve insan üstü bir güç ile tek başına mezarın ağzını kapatan kayayı yuvarladığını ve tüm bunları Romalı nöbetçi askerlere çaktırmadan yaptığına? Tüm bu yaşananlardan sonra, zayıf, hasta ve aç bir şekilde elçilerine görünüp onlara ölümden dirildiğine inandırdığına da mı inanalım? Tüm bunlardan sonra onlara bakıp, öldüğünü ve dirildiğini ve zamanın sonuna kadar onlarla olacağını, tüm ulusları öğrencileri olarak yetiştirmesini söyleyip onları ikna mı etmiştir? Arkasından kırk gün boyunca bir yerlerde saklanıp, aniden karşılarına çıkıp onları şaşırtıp, tekrar saklanmaya devam edip, sonra da hiçbir açıklama yapmadan ortadan tamamen mi kaybolmuştur? Bu saflıktır.

İsa Mesih'in boş mezarının tek bir mantıklı açıklaması vardır: O ÖLÜMDEN DİRİLMİşTİR!


Ziyaretçiler 3 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!
hzisakimdir.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol