.

 
Ana Sayfa
Ziyaretçi defteri
KONULAR
İSA MESİH HAKKINDA
=> İsa Mesih neden Tanrı'nın Oğlu olarak nitelendiriliyor?
=> İsa Mesih Tanrı'nın Oğlu mudur?
=> İsa Tanrı'nın Oğlu Olamaz"
=> İsa Mesih'in Ölümünden bana ne?
=> İsa'nın Dirilişinin Kanıtları
=> İsa Kimliğini Neden Açıklamadı?
=> İsa Mesih İncir Ağacını Neden Lanetledi?
NASIL HRİSTİYAN OLUNUR
 

İsa Mesih Tanrı'nın Oğlu mudur?

İsa Mesih Tanrı'nın Oğlu mudur?

 
  Yazdır E-posta
Tanrı'nın bir Oğlu olması fiziksel olarak bakıldığında gerçekten de Tanrı olarak inandığımız varlığa konduramadığımız bir olaydır. Ancak İsa Mesih Tanrı'ya neden "Baba" demiştir?
 

Müslümanlar, Tanrı'nın tek olduğuna, Tanrı'dan başka tanrılar olmadığına inanırlar. Hıristiyanların tek Tanrılı bir inanca sahip olduklarını söylemelerine karşın aslında birden fazla Tanrı'ya inandıklarını ileri sürerler. Hıristiyanlar, İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğuna inandıkları için eski zamanlarda ve günümüzde çoğul tanrılara ya da Tanrı'nın oğulları ve kızları olduğuna inan kişiler gibi yanılgıya düşmektedirler.

Müslüman ve Hıristiyanların inanç tartışmalarında uyuşamadıkları en önemli konu İsa'nın Oğulluğudur. Hıristiyanlar, İsa'nın, Tanrı Oğlu olduğunu onaylarlar; Müslümanlar, İsa'nın Tanrı Oğlu olduğunu reddederler. Her iki taraf da kendi farklı yollarında giderlerken haklı olduklarından ve karşı tarafından yanıldığına emin olarak anlaşamamak için anlaşılmışlardır.

Ancak acaba başka bir seçenekten söz edilebilir mi? Bu öneri ile birlikte şu sorular ortaya çıkmaktadır;

Hıristiyanlar İsa'nın Oğulluğunun Müslümanlar için ne ifade ettiğini ve Müslümanların bunu neden reddettiklerini gerçekten anlamış mıdırlar? Aynı şekilde Müslümanlar da İsa'nın Oğulluğunun Hıristiyanlar için ne anlam taşıdığının ve bunun neden onayladıklarının gerçekten farkında mıdırlar?

Yüzyıllardır aydınlanmak yerine daha da hararetli hale gelişiyle ünlü bu konuda her iki taraf da konumlarını açıklamak ve birbirlerini daha gayret ve nezaketle dinlemek için anlaşabilirler mi?

Bu girişimin amacı hem Müslümanlara hem de Hıristiyanlara Kutsal Kitap'taki Tanrı Oğlu İsa kavramı ve bu fikrin Hıristiyanlar için olan önemine biraz daha derin yaklaşabilmeleri için yardımcı olmaktır. Aynı zamanda bu girişimin böyle önemli bir konuda gerçek bir Müslüman'ın konumuna da biraza duyarlılık göstermesi beklenir. Konunun düzeltilmesi ya da genişletilmesi gerektiğinde Müslüman dostlarımızın hazırlık yapmalarına memnuniyetle izin verelim.

Kutsal Kitap'ta "Oğul" sözcüğünün anlamı;

İsa'nın "Tanrı Oğlu" olarak Kutsal Kitap'ta yer alan anlamını öğrenmek için önce "oğul" sözcüğünün Kutsal Kitap'taki kullanımını araştıralım. "Oğul" sözcüğü biri ya da bir şeyle olan yakın ilişkiyi ifade eder; temelde başlangıç belirtir. Ama aynı zamanda insanlar ya da özdeşliği anlatmak için kullanılır. Başlangıç belirttiğinde bile bu ifade kişiyi babası ya da annesiyle sınırlamaz. Kişi annesi, babası, ailesi, soyu, halkı, doğum yeri (şehir ya da ülke) açısından "oğul" olarak adlandırılabilir. "Baba-Oğul" ifadesi, krallar ve tebaaları, efendiler ve köleleri, öğretmenler ve öğrencileri ve neredeyse bir kişinin başka birine bağımlı olduğu her durumda kullanılır. "Oğul"dan beklenen temel davranış "babasını" onurlandırıp, onun sözünü dinlemesidir. Ama babasını sevmesi ve ona benzemeye çalışması da gerekir.

"Oğul" ifadesi Kutsal Kitap'ta başlangıçla ilişkili olarak, kişiler ya da şeylerle beraberlik ya da benzeyişi vurgulayan pek çok farklı biçimde kullanılır. Özellikle mesleki ve ırksal gurupları içeren geniş bir türdeş gurup da "oğullar" olarak adlandırılır. Bazen karakter ya da özelliği taşıyan "oğullara" sahip oldukları kabul edilir. Kutsal Kitap'ta "oğul" özcüğünün diğer kullanılışları da bu sözcüğün özellikle İbrani dilindeki çok yönlü ve yaratıcı kullanılışını yansıtırlar.

Kutsal Kitap'taki "oğul" sözcüğünün çeşitli kullanılışlarını içeren tam bir liste yapmaya kalksaydık bu gereğinden fazla uzun bir liste olurdu. Ancak yine de Kutsal Kitap'ta yer alan kelime anlamları ve anlatım özelliklerini belirten kullanışlarıyla kısa bir listeye yer vermekte yarar gözüyoruz:

ESKİ ANTLAŞMA

Referans *Anlatım (Orijinal metindeki sözcük anlamları olarak)

**Anlam(çevriliş biçimi olarak)

Yaratılış 5:32 * "beş yüz yıllık oğul" ** "beş yüz yaşında"

Yaratılış 15:3 * "evimde doğan oğul" ** "ev halkımdan bir hizmetçi"

İkinci Yasa 25:2 * "vuruşların oğlu" ** "dövülmeye müstahak"

Hakimler 19:22 * "İblisin oğulları" ** "kötü (yaramaz) adamlar"

1.Samuel 20:31 * "ölümün oğlu" ** "o ölmeli"

1.Krallar 20:35 * "peygamber oğulları" ** "peygamberler grubu"

2.Krallar 14:14 * "rehin oğulları" ** "rehinler"

Eyüp 41:28 * "bir okun oğlu" ** "ok"

Yeşaya 60:10 * "yabancı bir ** "yabancılar" ülkenin oğulları"

Ağıtlar 3:13 * "bir ok kılıfının ** "ok kılıfındaki oklar"

Oğulları Yoel 3:6 * "Yunanlıların oğulları" ** "Yunanlılar"

Zekeriya 4:14 * "mesh olunmuş oğullar" ** "mesh olunmuş"

YENİ ANTLAŞMA

Matta 9:15 * "güveyin oğulları" ** "güveyin davetlileri"

Matta 12:27 * "oğullarınız" ** " adamlarınız"

Luka 10:6 * "esenlik oğulları" ** "esenlik sever biri"

Luka 6:8 * "bu çağın oğulları" ** "bu çağın insanları"

"ışıkların oğulları" ** "ışık insanları"

Yuhanna 17:12 * "mahvoğulları" ** "mahva giden adam"

Elç. İş. 13:26 * "İbrahim'in ailesinin ** "İbrahim'in soyundan oğulları" gelenler"

Galt. 3:7 * "iman edenler İbrahim'in oğullarıdırlar"

Efesliler 2:2 * "İtaatsizlik oğulları ** "söz dinlemeyenler"

Yukarıda sıralananlar Kutsal Kitap'ta yer alan "oğul (lar)" ifadenin pek çok kullanılışından yalnızca bir kaçıdırlar. Genellikle gerçek anlamına uygun çevrilen en sık kullanılanları atlanmıştır. Ancak, yine de kişisel ama fiziksel olmayan Baba-oğul ilişkilerini kapsayan böyle bir gurubu burada örnek verebiliriz:

Baba Oğul(lar)

1.Samuel 3:6 Eli Samuel

1.Samuel 24:16 Saul Davut

1.Samuel 25:8 Nabal Davut

Özdeyişler 1:8 Süleyman Okuyucu

2.Krallar 2:12 İlya Elişa

2.Krallar 8:9 Elişa Kral en Hadad

2.Krallar 5:13 Naaman Hizmetkarlar

Hakimler 18:19 Kahin Halk

Yaratılış 4:20 İlk müzisyen Tüm müzisyenler

Matta 9:2 İsa Felçli

1.Timeteos 1:2 Pavlus Timeteos

Titus 1:4 Pavlus Titus

Filimun 10 Pavlus Filimun

1.Petrus 5:13 Petrus Markos

"Oğul" sözcüğü diğer dillerde de değişik biçimlerde kullanılır. Kuran'ın yazıldığı Arapça dilinde "oğul" yalnızca doğrudan erkeğe ilişkin bir konu ya da soy anlamına gelmiyordu. Örnek olarak "bir yolcu" anlamını taşıyan İbni Sabil'i "yolun oğlu" verebiliriz. Çok kişinin bildiği başka bir örnek ise, kavga çıkaran herkes için kullanılan canlı bir tanımlayıcı olan "İblisin oğlu"dur (Elç İş. 13:10). Elbette, Şeytan'ın kendisine oğul doğuran bir karısı yoktur. "İblisin oğlu" ifadesi kavga çıkaran birinin Şeytan'a benzediğini Şeytanın kendisinde şekillendiğini "bizimle olan bir Şeytan" olduğunu belirtir. Arapça'daki ummu'l kitap (Kitabın anası) ifadesi yer yüzündeki tüm Kutsal Yazıların sanki her biri çocuğuymuşçasına kendisinden türediği göksel Kutsal Yazılar anlamındadır.

Yukarıdakilerin ışığında şimdi Kuran'ın çok iyi bilinen şu ayetlerine dönelim "O Allah'tır. Doğurmamış ve doğmamış Olan..." (Pickthall, Görkemli Kuran'ın Anlamı, sure 112:1-4) Bu sure, Tanrı'nın oğlu olmadığını ve hiçbir oğulun Tanrı olamayacağını kesinlikle belirtir. Neden? "Kendisine eş koşulmayan Tanrı'nın nasıl bir çocuğu olabilir?" (sure 6:102) Bu ve diğer ayetlere göre Tanrı'nın bir karısı olacağını ve karısıyla cinsel ilişkide bulunacağını düşünmek bile saçmalıktır. Ama Kuran'daki bu ayetler gerçekten Kutsal Kitap'taki İsa'nın Oğulluğunun anlamına hitap ediyorlar mı? Kutsal Kitap Tanrı'nın bir karısı ve dölleme yoluyla İsa adında bir oğlu olduğunu onaylıyor mu? Bu sorulara vereceğimiz karşılık; Kutsal Kitap'taki "Tanrı Oğlu" ifadesinin anlamını derinlemesine inceledikten sonra daha anlaşılır olacak.

KUTSAL KİTAP'A GÖRE "Tanrı Oğlu" İFADESİNİN ANLAMI

"Tanrı Oğlu" ifadesi de Kutsal Kitap'ta çeşitli biçimlerde kullanılır. Tanrı, Yaratan olarak Adem'in ve tüm insan soyunun "Baba"sıdır. (Luka 3:38; Yeşaya 64:8; Malaki 2:10 v.b) Ancak yine de "Baba-oğul ilişkisi çok özel olup, yaratılışla ve kesinlikle döllemeyle olmayıp, Baba'nın lütufkar seçimi ve oğlun sadık itaati ve hizmeti ile ulaşılan daha özel bir nitelik taşır. Bu anlamda Kutsal Kitap'ta "Tanrı oğlu (oğulları)" belirtilen örneklerin bazıları aşağıda sıralanmıştır:

1. Tanrı'nın seçtiği halk. (Mısır'dan Çıkış 4:22; Yeremya 31:9, 20; Hoşea 11:1; Romalılar 8:14; 2. Korintliler 6:18; Galatyalılar 3:26; İbraniler 2:10; Vahiy 21:7)

Göksel varlıklar. (Eyüp 1:6)

Krallar ve egemenlik sürenler (2.Samuel 7:14; Mezmurlar 2:7; 82:6; 89:26)

4. İnançlı, Tanrısayar bireyler. (Matta 5:9; Luka 6:35)

Eğer İsa açısından "Tanrı Oğlu" ifadesinin anlamı, yukarıda belirtilen durumlardaki önemlilik derecesiyle aynı olsaydı o zaman Müslümanlar bile İsa için "Tanrı Oğlu" ifadesini kullanmayı kabul ederlerdi. Aslında bazı sofiler Tanrı'dan "Baba" insanlıktan "Tanrı'nın çocukları" olarak söz etmektedirler. Elbette diğer Müslümanlar "oğul" yerine "kul" ifadesini kullanmayı yeğlediklerinden sofilerin anlayışını sorgulayabilirler.

Ama, herhangi bir cinsel çağrışım olmaksızın Tanrı'nın Baba, insanlığın da Tanrı'nın çocukları olduğu gerçeği bazı Müslümanların düşüncelerinde uyumlu bir fikir olarak hala yer almaktadır.

İsa'nın Oğulluğu ile yukarıda değinilen varlıkların oğulluğunun eşit tutulması Kutsal Kitap'ın yalın gerçeğini ve Hıristiyan imanının özünü yadsımak olur. İsa, Tanrı'nın seçilmiş halkından göksel elçilerinden Tanrı adına yeryüzünde egemenlik sürenlerden Tanrı'yı hoşnut edenlerden bütün bunların hepsi olmasına karşın elbette ki çok daha üstündür.

TANRI'NIN BİRİCİK OĞLU OLARAK İSA

O zaman bu müthiş iddia nasıl kanıtlanabilir? İsa, bir kadından doğmuş olmasına karşın bu kadın bakire olduğu için mi? İsa bakire Meryem'den doğduğu için Tanrı'nın Oğlu olduğu sonucunu çıkaran bazı Müslümanlar, İsa'nın Tanrı Oğlu olduğunu reddetmekle birlikte İsa'nın bakireden doğuşunu İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu söyleyen Hıristiyan inancının temeli olarak görürler. Ancak Kutsal Kitap'a göre İsa bakire Meryem'den doğduğu için Tanrı Oğlu değildir. Tam aksine ilerde daha net göreceğimiz gibi Tanrı oğlu olduğu için bakire Meryem'den doğmuştur. Meryem var olmadan önce Tanrı Oğlu vardı. İsa, Tanrı Oğlu olmadı. Tanrı Oğlu İsa oldu. İsa, Oğul olarak Babasına "Dünya var olmadan önce Babasının yanındayken sahip olduğu yücelik"ten söz etmekte (Yuhanna 17:5; Koleseliler 1:13-20)

Meryem yaratılmadan çok çok önce... Bu sonsuz Tanrı Oğlu, bakire Meryem aracılığıyla çalışan Tanrı'nın gücüyle yer ve zaman sınırları içine girerek adı İsa olan bir insan olarak on dokuz yüz yıl önce Beytlehem'de doğdu.

Aynı şekilde İsa yaptığı güçlü işler ya da söylediği harika sözler nedeniyle de Tanrı'nın Oğlu değildir. Tam aksine Tanrı Oğlu olduğu için güçlü işler yapmış ve harika sözler söylemiştir.

İsa'nın hem de doğuş biçimi hem de yaptığı işlerin niteliğinin Oğul olduğunu kanıtladığı gerçektir. Ancak ne biri ne de hepsi bir arada Oğulluğunun başlangıcını ya da temelini sağlamazlar. Ayırım önemlidir.

İşeri Oğulluğuna tanıklık ederler. Bir "oğul" "baba"sına babasının işlerini ve isteğini yaparak itaat etmeli, babası gibi olmalıdır. (Yuhanna 8:37-47) İsa'nın kendisi işlerine Tanrı oğlu olduğunu gerçeğinin kanıtı olarak dikkat çekti. "Eğer Babamın işlerini yapmıyorsam bana iman etmeyin. Ama yapıyorsan bana iman etmeseniz bile yaptığım işlere iman edin. Öyle ki Baba'nın bende, nemin de Baba'da olduğunu bilesiniz ve anlayasınız" (Yuhanna 10:37,3 İsa, Babası Tanrı'nın işlerini Tanrı'nın yapacağı şekilde yaptı.

İşlerini kanıtına ek olarak İsa, Tanrı Oğlu olduğuna ilişkin başka kanıtlara da sahipti. Yaşamındaki önemli zamanlarda Baba'nın kendisi ve diğerleri tarafından Tanrı Oğlu olarak çağrıldı.

1. Melek Cebrail'in Meryem'e bildirirdi: Melek Cebrail bakire Meryem'e oğluna "Tanrı'nın Oğlu" deneceğini söyledi. (Luka 1:32,33)

2. Vaftiz: Göklerden Tanrı'nın sesi bildirdi; "Sevdiğim Oğlum budur, kendisinden hoşnudum. O'nu dinleyin." (Markos 3:17)

3. Şekil değiştirme: Tanrı'nın sesi bir kez daha bildirdi. "Kendisinden hoşnudum Sevgili Oğlum budur. O'nu dinleyin." (Markos 9:7)

4. Çarmıha geriliş: Romalı yüzbaşı ve adamları İsa'nın çarmıha gerildiği anda dehşetle itiraf ettiler; "Bu gerçekten Tanrı'nın Oğluydu!" (Matta 27:54)

5. Diriliş: Pavlus, İsa'nın ölümden dirilişiyle Tanrı'nın Oğlu olduğunun kudretle ilan edildiğini yazar. (Romalılar 1:4)

Tanrı'nın yanı sıra meleği ve Romalı yüzbaşı gibi başkaları da İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu bildirdiler. Deli adam ve kötü ruhlar bir İsa'ya "Sen yüce Tanrı'nın Oğlusun" diye itirafta bulundular. (Markos 3:11; 5:7; Matta 8:29; Luka 4:41; 8:2 İsa'nın öğrencileri de aynı itirafta bulundular. "İsa Yaşayan Tanrı'nın Oğlu Mesih'tir." (Matta 16:16; 14:33) İsa gerçek bir Oğlu olarak yüceliği Babasına vermeyi yeğledi. Ama kendisi de Oğlu olduğunu kabul etti. (Matta 26:63; Markos 14:62; Yuhanna 10:36) Bu bölümlerin ilk ikisinde (ve diğerlerinde) Mesih ve Tanrı Oğlu ifadeleri arasındaki yakın ilişki bulunur.

İsa'nın Oğulluğu ile çektiği acılar arasındaki yakın ilişki de dikkate değer ilginçlik taşımakta. (Romalılar 5:10; 8:32; Galatyalılar 2:20; İbraniler 5:8; 6:6) Uzun süre oruç tuttuktan sonra acıkan İsa'ya ayartıcı şöyle dedi; "Eğer Tanrı'nın Oğluysan söyle de şu taşlar ekmek olsun!" (Mata 27:40) Bunları söyleyenler İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu unutmuşlardı. Dünyadaki insanları kurtarmak için arayan hizmet eden hatta acı çeken Tanrı. İsa, dünyanın ölçülerine göre gücünü göstermesi ve dünyanın gözünde zaferli görünerek gururunu kurtarması gereken yersel bir kralın oğlu değildi. Sevgi Tanrısının Oğlu olduğu için Hizmetkar/Oğulun acıları aracılığıyla Kendisini ve sevgisini tüm insanlara açıklamayı seçen Babasının isteğini eksiksiz olarak yerine getirerek gücünü bencil amaçlar için kullanmadı.

Yukarıda verilen ayetlere kısaca göz atmakla bile İsa'yı işaret eden "Tanrı Oğlu" ifadesinin kullanılışının daha önce sözü edilen diğer kullanılışlardan hem özellik hem de kapsa olarak farklı olduğunu görebiliriz. Diğerleri Tanrı tarafından evlat edinilen oğullar olarak lütufla seçilmişlerdir. Diğerlerinin Baba'ya itaatleri kusurludur; günahsız Oğul İsa Babasına kusursuz olarak itaat etmişti. (İbraniler 4:15) Oğullar, babaları gibi olmalıdırlar, ancak yalnızca İsa iyiliğiyle, Babası ve halkı için kendisini bütünüyle verişiyle Babası gibi mükemmeldi. Baba tüm yargılama işini Oğul'a vermiştir, "öyle ki herkes Baba'yı onurlandırdığı gibi Oğul'u onurlandırsın". (Yuhanna 5:22, 23). Yalnızca Oğul Baba'nın verdiği gibi yaşam verebilir(Yuhanna 5:21) "Çünkü Baba kendisinde yaşam olduğu gibi Oğul'a da kendisinde yaşam olma özelliği verdi." (Yuhanna 5:26)

Oğul Babanın isteğiyle bir bütün haline gelerek Baba'ya itaat etti. Baba'da Oğul'a önem vererek O'nu dinledi. (Yuhanna 11:14-44) Bir olan iki arasında var olan eşitlik ve ortaklık ilişkisini belirten bir güç, yetki, bilgi, yücelik ve krallık paylaşımı açıkça görülmektedir. Şu sözler hiçbir halk melek kral ya da dindar kişi için söylenmiş olamaz: "Bu son çağda Tanrı her şeyin mirasçısı olarak belirttiği ve aracılığıyla evreni yarattığı Kendi Oğluyla bize seslenmiştir. Oğul, Tanrı'nın yüceliğinin parıltısı ve O'nun varlığının öz görünümüdür. Kudretli sözüyle her şeyi devam ettirir." (İbraniler 1:2)

1Oğul" ifadesinin Kutsal Kitap'ta ve çeşitli dillerdeki kullanışının çoğu İsa'yı işaret eden "Tanrı Oğlu" ifadesinin önemine ilişkin ipuçları verebilir, ancak yalnızca İsa'ya doğrudan uygulanan kullanılışı, ifade ettiği ilişki kadar eşsiz kalır. İsa" Ben ve Baba biriz" dedi. (Yuhanna 10:30)

İSA'NIN TANRI OĞLU OLARAK İFADE ETTİĞİ ANLAMIN AÇIKLANMASI

Bu durumda İsa'yı ve taşıdığı "Tanrı Oğlu" adının gerçek önemini anlayabilmeleri için Müslümanlara (ve Hıristiyanlara?) nasıl yardım edilebilir?

Öncelikle önemli olan Kutsal İncil'in İsa'nın Tanır Oğlu kimliğini rasgele bir bildiri ile tamamladığıdır. Ve bundan dolayı O Mesih'tir.

Bu ifadeyi kullanırken özellikle konuştuğumuz kişileri gücendireceğini ildiğimizde açıklamamız gerekir.

Aslında Yahudiler, "Mesih" unvanını olduğu gibi "Tanrı oğlu" unvanını da biliyorlardı. Tek tanrılı inançlarından ödün vermeksizin Tevrat'tan "Tanrı esinlemesi" anlamına gelen "Tanrı kızı" olarak söz ettiklerine ilişkin (Kutsal Kitap'ın dışında da olsa) kanıt vardı . Ancak yine de İsa kendisinden "Mesih" ve "Tanrı Oğlu" olarak söz ettiğinde bunu sövgü olarak görüp çarmıha gerilmesi gerektiğini söyleyerek O'na karşı çıktılar. (Yuhanna 5: 18,; 10:33)

Bu nedenle İsa'nın bu ifadeyi tedbirli kullanışı şaşırtıcı değildir

İkinci olarak açıklık getirilmesi gereken nokta İsa'nın Müslümanların her zaman ısrar ettikleri gibi bir insan bir hizmetkar bir peygamber ve Kutsal İncil'in iddia ettiği gibi Tanrı Oğlu olduğuydu.

İsa'nın öğrenicileri İsa'yla ilk kez karşılaştıklarında O'nun bir insan olduğunu anladılar. Şeytan tarafından denendiğini işittiler, acıktığına ve yorulduğuna izlediler. Arkadaşa ve duya olan gereksinimine tanık oldular. Ağladığını gördüler. Duasını duydular ve Babamın isteğini yapmak benim ekmeğimdir diyerek kendi isteği yerine Babasının isteğine eylemle boyun eğişini gördüler. "Baba benden büyüktür" sözleri öğrencileri için yeterince anlaşılırdı. Başka nasıl anlamaları gerekirdi? Ya da biz, biz O yeryüzündeyken O'nunla beraber miydik?

İsa'nın öğrencileriyle olan ilişkisi derinleştikçe, öğrencileri O'nun sözlerini işitip işlerine tanık oldukça diğer insanlarla birlikte merak etmeye ve O'nun hakkında sorular sormaya başladılar; "Kim bu adam?" "Nereden geliyor?" Büyük kalabalıkları doyurduğunu, hastaları iyileştirdiğini, doğayı kontrol edip ölüleri dirilttiğini gördüler. Günahları bağışladığını geliş amacı tapınakla olan ilişkisi, Yasa ve peygamberler, Tanrı sevgisi ve Tanrı'yla olan kişisel ilişkisi hakkında konuşurken sergilediği olağanüstü tutumunu izlediler. Tüm bunlara karşın yine de O'nu ve işlerini isteyerek ya da istemeyerek yanlış yorumladılar.

Öğrencileri İsa'yı ve görevini yavaş yavaş ve bazen acı dolu bir süreç içinde kavradılar. Kendisini anlamaları için öğrencilerden beklediği yalnızca keskin bir zeka değildi. Tanrı'ya güvenmeleri ve O'nun sözünü dinlemeleri yüreklerini araştırmaya tövbeye ve Tanrı'nın kutsallığı ve kutsal Yasasının ışığında zihin ve yürek değişikliğine hazır bulunmaları, Kendisi hakkında söylediklerini yaptıklarını yapacaklarını ve tüm bunların amacını kabul etmeye açık olmalarını bekliyordu. Petrus'un İsa'nın Mesih ve Tanrı Oğlu olduğunu söylediği gerçektir ama bunun hemen ardından Tanrı'nın isteğini ve yollarını İsa'dan daha iyi anlarmış gibi (Yuhanna 12:1-7) İsa'nın acı çekerek ölmesine karşı çıkabilmiştir. (Matta 16: 21,22) Kadınların İsa'yı daha iyi anladıklarını söyleyebiliriz. (Markos 14:1-9)

Özetlemek gerekirse İsa'yı anlamak yalnızca sözle O'nu kabul etmek O'na hayran olmak ve O'nu beğenmek değildir. İsa'yı anlamak O'nu izlemek ve sözünü dinlemektir. Aslında İncil sürekli olarak İsa'nın öğrencilerinin İsa ölümden dirilene kadar Oğulluğunun ya da hizmetinin derin önemini kavramadıklarını açıkça belirtir. Zihin ve yüreklerinde daha sonra oluşan değişiklik çarpıcıydı. Bu bir Hıristiyan'a nasıl tanıklık yapacağına ilişkin aydınlatıcı bilgi sunabilir mi? İsa'yı bir Müslüman'a ya da herhangi birine tanıtmak için teknikler geliştirmek güvenilir olmayabilir. Hıristiyanların bu konuda düşünüp uygulayabilecekleri biçimsel bir örnek var mıdır?

Üçüncü olarak İsa'yı belirten Tanrı Oğlu ifadesinin ne anlama gelmediğini açıklamak sık sık gerekli olabilir. Daha önce de belirtildiği gibi Kutsal İncil'in hiçbir yerinde Tanrı'nın Meryem'i eş olarak aldığı döllediği ve İsa'nın Meryem'den doğduğu için Tanrı'nın Oğlu olduğu yazılı değildir. Tanrı erkek tanrı değildir. Kuran gibi İncil'de İsa'dan bakire Meryem'in oğlu olarak söz eder. İsa, Arapça'da; Valadu'llah değil İbnu'llah olarak geçer. İnci, Tanrı'nın tek olduğuna ilişkin, Kutsal Kitap'taki temek gerçeği onaylar. Hıristiyanlar için İsa Mesih, Tanrı'nın Oğlu olarak Tanrı'yla birleşmiş başka bir tanrı, üç tanrıdan ikincisi ya da üçüncüsü değildir. Önce insan ve hizmetkar konumunda olup sonradan Tanrı Oğlu konumuna yükseltilmemiş ve gerçek Tanrı'nın yerine geçmemiştir. Kutsal İncil'in İsa'nın Tanrı Oğulluğu onaylanması Kutsal Kitap'taki tek Tanrı inancının biçim değiştirmiş gizli bir çoktanrıcılık olduğu anlamına gelmez. Tanrı tektir! Ve Tanrı Oğlu İsa Tanrı'nın tek olduğunu onaylar. Hıristiyanlar ve Müslümanlar yalnızca bu temele dayalı olarak tek Tanrı'nın kim olduğu, insanlık için ne yaptığı insanlıktan ne beklediği ve İsa Tanrı'nın Oğluyken Tanrı'nın nasıl tek olduğu konularına ilişkin tartışmayı sürdürebilirler.

Dördüncü olarak İsa'nın Tanrı Oğlu olduğuna ilişkin Hıristiyan inancı İnciller tarafından O'nun Tanrı Oğlu olduğuna sürekli ısrarlı ve tutarlı onaylayarak yansıtır. Bazı Müslümanların genelde hiçbir kanıt göstermeden ileri sürmelerinin aksine bu unvanı elçi Pavlus dahil olmak üzere hiçbir Hıristiyan kendiliğinden uydurmamıştır. Hıristiyanların İsa'nın Oğulluğunu inkar etmeleri Kutsal İncil'de bu unvandan söz eden bütün bölümleri bozup çıkarmaları anlamına gelir. Bir çok Müslüman'ın (Kuran değil) düşündürdüğü gibi Hıristiyanlar böyle yapmış olsalardı kendi Kutsal Yazılarını bozmakla ciddi biçimde suçlanacaklardı. Kuran Hıristiyanlara, İncil'e göre yargılamaları gerektiğini söyler. (sure 5:46,47) Kuran'da İncil'in bozulduğuna ya da iptal edildiğine ilişkin hiçbir kayıt yer almamaktadır.

Beşinci nokta önceki konularla yakından ilgilidir. Hıristiyanlar, Kutsal Kitap'ı yansız bir zihin ve yürekle okumaları ve İsa'nın Oğulluğu ile ilgili hem Kuran hem de Kutsal Kitap'taki tanımlamaları karşılaştırmaları için Müslümanları teşvik etmelidirler. Müslümanlar İsa'nın Oğulluğu ile ilgili Kutsal Kitap tanımlamalarını ciddi biçimde inceledikten sonra reddetseler bile en azından İsa'nın Oğulluğunun anlamını Kutsal Kitap'taki açıklanışıyla kavramış olurlar. Müslümanlar İsa'nın Oğulluğunun Kutsal Kitap'taki açıklanışını kavradıktan sonra İsa'nın Tanrı Oğlu olarak Kuran ve Kutsal Kitap'taki tanımlamaların birbirinden farklı oldukları olasılığını Kuran'ın Kutsal Kitap'ın asla onaylamadığı ve Kutsal Kitap'taki görüşle bağdaşmadığı için asla onaylamayacağı bir İsa'nın Oğulluğu kavramını reddettiğini göz önünde bulunduracaklar mıdır? Yine de Kutsal Kitap -Kutsal Kitap'taki açıklanan anlamıyla- İsa'nın Tanrı Oğlu olduğunu onaylar. İsa'nın İslami tanımlamayla daha uygun bir referans çerçevesi içinde incelenmedi, Müslümanların İsa'yı Tanrı Oğlu olarak anlamaları için yardımcı olabilir. İsa'nın Kuran'da geçen pek çok adı arasında özellikle üç tanesi Hıristiyanlara İsa'nın Oğulluğunu açıklamak konusunda yardımcı olabilir:

1. ‘Abdu'llah "Tanrı'nın Hizmetçisi" (sure 19:30)

2: Resulu'llah "Tanrı'nın Elçisi" (sure 4:157)

3: Kelamu'llah "Tanrı'nın Sözü" (sure 4:171)

1: Bir oğulun öncelikle görevi babasını onurlandırmak onun sözünü dinlemek ona özgürce bütünüyle hizmet etmektir. Kutsal Kitap'ta bir hizmetkar ile bir oğul olmak arasında çok yakın bir ilişki bulunur. Hıristiyan topluluğu, Yeşaya peygamberin kitabındaki büyük hizmetkardan söz eden ayetlerin Mesih olan İsa'ya işaret ettiklerinden hiçbir zaman kuşku duymamıştır. (Yeşaya 42:1-4; 52:13; 53:12 v.b)

Bu Hizmetkar, Tanrı tarafından "Seçilmiş Olan'ım" diye adlandırılır. "Egemen Rab'bin Ruh'u" O2nun üzerindedir. (Yeşaya 61:1) Hastaları iyileştirir ve sıkıntıda olanlara yardım eder. Hatta acı çeker, başkalarının suçunu yüklenir ve Tanrı tarafından haklı çıkartılır. İlk Hıristiyanlar Yeşaya'da bulunan aynı sözcüğü kullanarak İsa'dan Tanrı'nın "Kutsal Hizmetkârı" olarak söz etmişlerdir. (elçilerin İşleri 4:27) Bu Oğul, Baba'ya zorunluluk nedeniyle değil, Baba'yla olan beraberliği be sevgisi nedeniyle gerçekten hizmet etti. Hangi hizmetkâr bir oğuldan daha iyi hizmet edebilir? Oğul ve hizmetkâr İsa'da kaynaşmışlardır.

2: Elçi, Tanrı tarafından, Tanrı'nın çağrısını bildirmek için "gönderilmiş biri"dir. Kutsal İncil'de İsa'dan "elçi" olarak söz edilir. (İbraniler 3:1) Yuhanna'nın Müjde kayıtlarında "gönderilmiş olan" ifadesiyle sık sık Oğul'a işaret edilmektedir ve bu iki ifade hemen hemen aynı anlamı taşır. Diğer Müjde kayıtlarında da bu terimler kullanılır ve "Baba" ile "gönderilmiş Olan" ifadeleri de neredeyse eşanlamlıdır. (Matta 10:40; Markos 9:3; Luka 9:4 Tanrı tarafından gönderilen pek çok elçi vardır. Ama Elçi/Oğul yalnızca Tanrı tarafından gönderilmekle kalmamış yukarıdan Tanrı'nın Kendisinden gelmişti. Bu nedenle bir adı da "Tanrı bizimle" anlamına gelen "Emmanu-el"dir. (Matta 1:23) İsa'nın bağını kiralayıp yolculuğa çıkan toprak sahibi benzetmesi Oğulluğu konusunda çok öğreticidir. Toprak sahibi, diktiği ve kullanıma hazır hale getirerek bağcılara kiraladığı bağın kirasını almak için kölelerini gönderdi. Köleleri kirayı alamayınca kişisel temsilcisi olarak oğlunu bağcılara göndermeye karar verdi. Ama bağcılar bağa sahip olacakları düşüncesiyle bağ sahibinin oğlunu öldürdüler ve sonunda her şeyi kaybettiler. (Matta 21:33-43) Bu benzetmedeki bağ sahibinin ve oğlunun Baba'yı ve Oğlu temsil ettiği açıktır. Benzetmedeki diğer öğretişleri bir kenara bırakacak olursak, burada vurgulayacağımız "gönderilmiş olanlar" ve "gönderilmiş Olan" peygamberler ve Oğul ve "gönderilmiş Olan"ın uygulayacağı Tanrı planı arasındaki açık ayırımdır. Bu benzetme gerçekten şaşırtıcı ve alışılmışın ötesindedir. Ancak benzetmenin işaret ettiği Kişi ve olay daha da şaşırtıcı ve alışılmışın ötesindedir.

Böylece, Oğul'un Baba tarafından ve Baba'dan hangi amaçla gönderildiği açıktır. O2nu açıklamak "kişisel" temsilcisi olarak hizmet etmek ve süreç içinde kendini feda etmek. (Yuhanna 3:16; Romalılar 8:3,29; Galatyalılar 4:4-7) Eşsiz Oğul, Tanrı'nın kurtuluş iradesini uygulamakla kendisini izleyen pek çok "kardeşini" Tanrı'nın lütfuyla Tanrı'nın "oğulları" olarak kazandı. Tanrı'dan gönderilen itaatkâr Hizmetkar/Oğul'u izleyenler de Tanrı'nın itaatkar hizmetkar/oğulları, gerçek "Müslümanlar"dır. (İsa'nın izleyicilerinden Kuran'ın 3:52; 5:111 surelerinde böyle söz edilir.) Oğul/Hizmetkar /Gönderilmiş Olan/Kurtarıcı: tüm bu adlar Kutsal Kitap'ın içeriğiyle yakından ilişkilidir.

3: Hıristiyanlar için olduğu gibi Müslümanlar için de Tanrı sonsuz olduğu gibi Tanrı'nın Sözü de sonsuzdur. Tanrı evreni yaratarak ve isteğini açıklayarak Söz'ü aracılığıyla hareket eder. Müslümanlar için Tanrı Söz'ü doğal olarak Kuran demektir. Ancak yine de çoğu Kuran'da İsa'nın da "Tanrı Sözü (Sözü ?)" olarak kabul edildiğinden haberdardır. Her ne kadar İsa'yı yalnızca bir peygamber olarak görseler de O'nun "Tanrı Sözü" olduğu fikrini aynı ifadenin Kutsal Kitap'taki önemiyle bağdaştıramazlar mı? Bazıları bu soruyu "Hayır" diye yanıtlayacaklardır. Diğerleri ise bunu İsa'nın Baba'yla olan Oğulluk kavramı dahilindeki ilişkisini açıklamak için çok yararlı bir araç olarak görürler.Tanrı'nın sonsuz Söz'ü olduğu gibi sonsuz Oğul'dur da. )(Yuhanna 1:11) Bu aynı zamanda Müslümanların Baba-Oğul ilişkisiyle ilgili derin köklü yanlış anlamalarını ortadan kaldırarak, Hıristiyanların yalnızca tek Tanrı'ya inandıklarını Oğul'u başka bir Tanrı olarak görmediklerini ve bir insanı Tanrı yerine koymadıkların anlamalarını sağlayabilir.

İnsanlar arasında bile bir insanın ne istediğini, ne yaptığını ve nasıl olduğunu anlamak için o insanın sözüne bakılır. Bir insan sözü aracılığıyla kendi tanıtır, içinde olanların dışarıya çıkarır. Abdullah'a güveniriz, çünkü Abdullah'ın sözüne güveniriz. Abdullah'ın sözüne güveniriz çünkü Abdullah'a güveniriz. Abdullah ve sözü aynı şeydir.

Bunun gibi daha farklı daha yüce ve görkemli bir biçimde Tanrı'dan çıkan Söz Tanrı'nın isteğini ve işlerin anlam kazandırır ve aynı zamanda anlaşılır bir biçimde Tanrı'nın nasıl olduğuna ışık tutar. Kutsal Kitap şöyle der; "Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. Başlangıçta O Tanrı'yla birlikteydi. Her şey O'nun aracılığıyla var oldu, var olan hiçbir şeş O'nsuz olmadı. Yaşam O'ndaydı ve yaşam insanların ışığıydı... Söz insan olup aramızda yaşadı. Biz de O'nun yüceliğini Baba'dan gelen lütuf ve gerçekle dolu olan biricik Oğul'un yüceliğini gördük...Tanrı'yı hiçbir zaman hiç kimse görmemiştir. O'nu Baba'nın bağrında bulunan ve Tanrı olan biricik Oğul tanıttı." (Yuhanna 1:1-4; 14,1

 "Sevgili Oğlum budur. O'nu dinleyin."(Markos 9:7)

"Bu son çağda da kendi Oğluyla bize seslenmiştir." (İbraniler 1:2)

1) Baba'yla ilişkisi çok yakındı. Hem Kuran hm de Kutsal Kitap'ın sözünü ettiği "Tanrı'nın eli", "Tanrı'nın yüzü" ifadelerini hatırlatmakta yarar var.

2) "Baba'yı O tanıttı" ifadesinin kökeni Kutsal İncil'in yazıldığı eski Yunanca'dan gelmektedir. "O'nu yorumladı (açıkladı) Tanrı, beden almış Söz'ü aracılığıyla yüreğini açıkladı.

Eğer bir Müslüman, Tanrı'nın Kendisi gibi Sözünün de sonsuz olduğunu, zaman ve yer sınırlamalarının içine girip bir kitap olabileceğini kabul edilebiliyorsa, bu aynı Söz'ün bir insan olarak görünür hale getirilebileceğini de anlayamaz mı?

Eğer yeryüzünde Tanrı'nın yaratılmamış Söz'ü yaratılmış bir kitap biçiminde, hem yaratılmamış, hem de yaratılmış olarak tanımlanabilirse o zaman Tanrı'nın yaratılmış bir insan biçiminde yaratılmamış Söz'ü tek Tanrı böyle olmasını istiyorsa, hem yaratılmamış hem yaratılmış olarak tanımlanamaz mı? Kutsal İncil, Tanrı'nın isteğinin böyle olduğunu tanıklık eder. Tanrı'nın kendini sonsuz ifadesi, Söz'ü Oğlu, Mesih İsa olarak insan biçimine büründü.

Tanrı Oğlu Olarak İsa: Tanrı'nın Kendisini Yeryüzünde Açıklama:

Tanrı herkesin bildiği gibi, tüm yaratılışın Yaratıcısıdır. Yaratılış ve tarihteki belirtileri sürekli çoğaltarak, insanlığa kendilerinin yaratıcısı ve yargıcı, En Yüce Olan olduğunu işret eder. Yaratılış tarihine peygamberler, elçiler ve Kutsal Yazılar aracılığıyla düzenli olarak müdahale ettiğini ve bu yolla insanlığa bir yaşam örneği sunduğunu biliyoruz. Büyük olasılıkla hepimizin kabul edeceği gibi kendisine insan vicdanı aracılığıyla da tanıklık eder. Tanrı tüm bu yolla kendisini tanıyabilmemiz için bize kendisi hakkında bilgi verir. Ancak Tanrı kendisini açıklar mı? O'nu tanıyabilir miyiz?

Bu önemli soruların yanıtları, İsa'nın şaşırtıcı iddialarında bulunur.

"Babam her şeyi bana emanet etti. Oğul'u, Baba'dan başka kimse tanımaz. Oğul'dan ve Oğul'un Baba'yı tanıtmayı dilediği kişilerden başkası da Baba'yı tanımaz." (Matta 11:27)

"İsa ‘Filipus2 dedi. Bunca zamandır sizinle birlikteyim. Beni daha tanımadın mı? Beni görmüş olan, Baba'yı görmüştür. Sen nasıl ‘Bize Baba'yı göster' diyorsun? Benim Baba'nın da bende olduğuna inanıyor musun?" (Yuhanna 14:9-10)

Melekler, kişiler ve şeyler bize Tanrı'yla ilgili bazı şeyleri açılayabilirler. Ama Tanrı'yı yalnızca Tanrı açıklayabilir. Kendisini insanlığa açıklamak Tanrı'ya düşer. Yaratılmış koşullar altındaki insan anlayışına uygun biçimde Kendisini açıklamak Tanrı'ya düşer. Sonsuz açıklayıcının yeryüzündeki insanlığa açıklanması için kendisini insan bedenine bürünerek ifade etmesinden daha iyi bir yol olabilir miydi?

Açıklayıcı bizler için sonsuz Oğlu İsa'da aynı zamanda açıklanan da oluyor. Kutsal Kitap , bu nedenle İsa'dan bedende görünen Tanrı olarak söz ediyor. Aynı anda, açıklanan Oğul'da insanlık arasında Baba'yı açıklayan oluyor. İsa "Tanrı'ya iman edin, bana da iman edin" diyor (Yuhanna 14:1)

Dinleyicilerini kendisine güvenmeye çağıran İsa gizlice Tanrı'nın kendisini İsa'daki varlığı arcılığıyla açıkladığını onaylıyor.

Açıklayan ve Açıklayan, Tanrı. Tanrı'nın dünyayı yarattığını peygamberler ve Kutsal Yazılar gönderdiğini ve insanlara kılavuzluk etmek için yasalar sağladığını kabul ediyoruz. Ama bizimle beraber olabilmek için kendisi kendi yatılışının içine girebilir mi? Bu O'nun değersiz duruma düşürmez mi? Böyle yaptığında kendini küçültmüş olmaz mı? Dünyaya inmesi, Egemen oluşuyla çatışmaz mı, yüceliğinin parlaklığını gölgeleyip O'nun büyüklüğünü azaltmaz mı? Tanrı, gerçekten en büyük Olandır. Krallık, güç ve görkem yalnızca O'na aittir. Yalnızca Tanrı egemendir. Tanrı'nın Egemenliğinin doğasını insanlığın da anlamaya başlamasın için kendisini nasıl gösterir. Başka bir deyişle Tanrı'nın Egemenliğini herhangi bir en yüksek derecedeki yersel yetki sahibinin egemenliği olarak mı anlamalıyız yalnızca?

Tanrı yaratıkları üzerindeki egemenliğini onlardan uzak durarak mı gösteriri? Can çekişmekte olan bu dünyanın acılarından ve günahından kutsal bir sessizlik içinde kendisini yalıtarak mı egemenliğini korur? Ya da acaba, Tanrı'nın egemenliğine ilişkin bizim anlayışımızı Tanrı'nın anlayışıyla çelişmekte midir? Tanrı'nın peygamberi Yeşaya aracılığıyla bildirdiği gibi, O'nun düşünceleri ve yollarıyla bizim düşünce ve yollarımız aynı değildir. (Yeşaya 55: Tanrı'nın peygamberi yalnızca yanıtlamakla kalmayıp, onun arzusunu da sezinleyip önceden yerine getirmiş olması mümkün müdür? "Keşke gökleri yarsan da insen!" (Yeşaya 64:1) Kutsal Kitap'a göre Tanrı sevgidir.

Kutsal Kitap'ın bakış açısına göre Tanrı, bu dünyaya inmekle kendisini aşağılamamış tam tersine yüceltmiştir. Yeryüzünü ziyaret etmekle yüceliğine gölge düşürmez, aksine, insanlık önünde daha da yücedir. Aramızdaki varlığı O'nu küçültmez, övgülerimizin artması için daha da büyür. Yalnızca üzerimizde değil, İsa İmmanuel'deki bizimle birlikteliğiyle kendisiyle uyumlu hareket etmekle kalmamakta, bunun da ötesinde şimdiki ve gelecekteki kendisi olmaktadır. "Allahımız Rab, bir olan Rab'dir." (İkinci Yasa 6:4) ve Kutsal İncil İsa'nın Oğulluğunu tam olarak kavramak için Hizmetkarlığı üzerinde durularak okunmalı; gerçeklerini akılda tutarak, Tanrı Oğlu İsa'nın Kutsal Kitap'taki anlamını kısaca özetleyelim;

1) Tanrı'nın eşsiz Oğlu sonsuzluklar boyunca Baba'dandır; Tanrı, O'nun aracılığıyla evreni yarattı ve her şey varlığını O'nda sürdürmektedir. Tanrı'nın kendini ifadesi olarak O gerçek Tanrı'dır.

2) Tanrı bizi sevdiği için, Tanrı'nın biricik Oğlu zaman ve yer sınırları içine girmiş, Bakire Meryem'den doğmuş ve İsa Mesih olarak adlandırılmıştır. Yeryüzünde insan biçimindeki Tanrı'nın kendisini ifadesi olarak aynı zamanda gerçek insandır.

3) Oğul Baba'nın niteliklerini taşır. Kudretli işleri ve kendini sevgiyle feda edişi Baba'nınki gibidir.

4) Oğul Baba aracılığıyla Baba tarafından O'nun açıklama ve kurtuluş işini yerine getirmek için temsilcisi olarak gönderilmiştir.

5) Oğul Baba'nın kişisel çağrısıdır. Tanrı'nın kendisini ve sevgisini insanlığın görebileceği işitebileceği ve anlayabileceği biçimde ifade edişidir.

6) Oğul, Baba'ya kusursuz hizmet veriri. Baba'da Oğul'un iradesine karşılık vermeye istekledir.

7) Baba ve Oğul Efendi ve Hizmetkar, Gönderen ve Gönderilen, Açıklanan ve Açıklayan arasındaki tam karşılıklı eşsiz bir ilişkide Bir'dirler.

Tanrı'nın gönderdiği eşsiz Hizmetkar/Oğul ve Tanrı'nın kişisel Müjdesine inanarak O'nu izleyenler O'nun "kardeşleri" olabilirler; evlatlık edinilir ve söz dinleyen Tanrı çocukları olurlar.

"Övgü, yücelik ve bilgelik, şükran ve saygı, güç ve kudret sonsuzlara dek Tanrımızın olsun. Amin" (Vahiy 7:12)

TANRI DÜNYAYI O KADAR ÇOK SEVDİ Kİ....

Seven Tanrı

Müslüman dostlarımız genellikle Kuran'ın Allah'ın verdiği sevgi mesajının Kutsal Kitap'ın Tanrısının verdiği sevgi mesajından daha iyi olduğunu ileri sürerler. Oysa, Tanrı'nın sevgisini tamamıyla reddeden başkaları da bulunmakta ve Tanrı'dan seven bir Tanrı olmasının beklenmeyeceğini Tanrı'nın yalnızca merhametli olabileceğini söylemektedir.

Kuran

Kuran yakından incelendiğinde her iki düşüncenin de doğru olmadığı ortaya çıkacaktır.

Allah, iki ayetle Al-vadud, seven olarak belirtilmiştir.(1)

Diğer bölümlerden ikisinde Tanrı'nın sevgisi koşulludur. Allah, insanlığa olan sevgisini göstermek için önce insanlığın kendisini sevmesini beklemektedir.

"(Ey Muhammed, insanlığa) De ki; Allah'ı seviyorsanız beni izleyin; Allah da sizi sevecektir..." (2)

Tanrı'nın seven bir Tanrı olmayacağı fikri, Kuran'ın kendisiyle çatışmaktadır.

KURAN VE KUTSAL KİTAP

Şimdi de Allah'ın Kuran'da verdiği sevgi mesajının Kutsal Kitap'ta verilenden daha iyi olduğu görüşünü ele alalım.

Öncelikle Tevrat ve İncil'den (Müjde) birbiriyle ilişkili bazı ayetlere bakalım

Tevrat şöyle der: "... Allah'ın Rab'den korkmaktan, O'nun yollarında yürümekten ve O'nu sevmekten, tüm yüreğin ve canınla O'na hizmet etmekten başka Allah'ın Rab senden ne ister?

Sonraki ayetlerde ise şunları okuruz; "Allah'ın Rabbi sev ve tembihini kanunlarını hükümlerini ve emirlerini tut." Biraz aşağıda buyruk tekrarlanır; "Bu gün size verdiğim buyruklara itaat edin. Allah'ın Rabbi sev ve O'na tüm yüreğin ve canınla hizmet et..." (3)

İncil "Tanrın olan Rabbi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün aklınla sev." (4)

KARŞILAŞTIRMA

Kutsal Kitap'ın aksine, Kuran, Tanrı'yı "tüm yüreğin, canın ve aklınla sev" buyruğunu içermez. Müslüman'dan Tanrı'nın gazabından kurtulması ve O'nun onayını kazanması için Tanrı'yı sevmesi dolaylı ve dolaysız olarak istenir.

"Allah'ı seversen... Allah seni sevecektir..." (2)

Kendi güvenliğini arayan sevgi içten değildir. Yürekten gelmemektedir. Sevgi Kuran'da bir seçim olarak yer alır. "Allah'ı seversen" Kutsal Kitap'taki sevgi ise bir buyruktur.

"Tanrın olan Rabbi sev" İsa, bu buyruğu "İlk ve en önemli buyruk"1 olarak adlandırılır. (5)

KOŞULSUZ SEVGİ

Bu buyruğu yerine getirmememize rağmen Kutsal Kitap'tan şunu öğreniriz;

"Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, ama hepsi sonsuz yaşama kavuşsun." (6) Kuran'ı araştırdığımızda Tanrı'nın, insan gayreti olmadan kendiliğinden var olan bu sevgisini bulamayız. Kuran'da, Tanrı'nın insanlığa olan koşulsuz sevgisine ilişkin bilgiye pek rastlanmaz. Kuran'daki Tanrı sevgisi yalnızca iyilik edenler için geçerli olan bir onay ifadesidir.

"İşte Allah iyilik edenleri sever."

"Allah inanmayanları sevmez." (7)

İncil, Tanrı'nın tüm dünyayı, yani insanlığın tümünü sevdiğini söyler. Tanrı, insanları İsa Mesih aracılığıyla esenlik ve güvenliğe çağırır. Ama Kuran ve İslam gelenekleri, bunun aksine Tanrı'nın bazı insanları Cehennem, bazılarını ise Cennet için yarattığını söyler. Örneğin; "Eğer Rab'bin isteseydi, insanlığı tek bir ulus olarak yaratırdı..."

"O İstediklerini saptırır, istediklerine yol gösterir..." (9)

"Aranızdan hiç biri oraya (cehennem) yaklaşmayacak. Bu Rabbinin kesin emridir. O zaman orada yere çökmüş kötülük yapanlardan ayırdıklarımızı kurtaracağız." (10)

İlahi hüküm. Muhammet'in şu sözlerine ilişkin kanıtlar gösterilir. "Tanrı Adem'i yarattı. Sağ eliyle sırtına dokundu ve "bunları cennet için yarattım ve onlar cennete gidenlerin işlerini yapacaklar" diyerek ondan onun soyunu oluşturdu. Sonra elini sırtına koyarak "bunları cehennem için yarattım ve onlar cehenneme gidenlerin işlerini yapacaklar." Diyerek ondan onun soyunu oluşturdu." (11)

Bu ifadelerin de birbirlerinin karşıtı olduğu örülüyor. Eğer Allah gerçekten kimlerin cennete kimlerin cehenneme gideceğine önceden karar verdiyse o zman insanlığı doğru yola yönlendirmesi için 124.000 elçiyi (Müslümanların ileri sürdüğü gibi) neden dünyaya gönderme gereğini duydu. Bu durumda Kuran'ın tanrısı nasıl "istediklerini yoldan saptırıp, istediklerine yol gösterebilir?" (12)

Seven bir Tanrı böyle olmaz. Kutsal Kitap'ta belirtildiği gibi Tanrı sabırlıdır. "hiç kimsenin mahvolmasını istemez, herkesin tövbe etmesini ister" (13)

Sevginin Derinliği

Tüm bu ifadeler sonucunda, Kutsal Kitap'taki Tanrı ve insan arasındaki karşılıklı içten sevgi kapasitesine ilişkin mükemmel görüşün Kuran'a göre imkansızlığı ortaya çıkarmaktadır. Kuran'ın Allah'ı iki kez seven Tanrı olarak belirttiği gerçektir. Ancak bu Kutsal Kitap'ta açıklanan "Tanrı sevgidir" (14) ifadesinde yer alan Tanrı doğasındaki sevgisinin derinliğini resmetmekten uzaktır.

Güvence

Bir Müslüman bağışlanıp bağışlanmayacağından emin değildir. Muhammet bile emin değildir. Kuran'ın diliyle pek çoklarına söylediği sözleri şunlardı;

"Ben ne elçiler (Allah'ın) arasında yeni bir şeyim ne de bana ya da size ne yapılacağından haberim var..." )15)

İslamiyet'e göre bir Müslüman Tanrı'yı bir köle olarak sevmeli. Köle sevgisi sevgi için verilecek iyi bir örnek olamaz. İnsandan içten sevgi ancak Tanrı'nın kendisi seviyorsa beklenebilir. Kutsal Kitap, Tanrı'nın bu yönünü bize çok açık ve kesin olarak sunmuştur. "Sevgi budur; Tanrı'yı biz sevmiş değildik, ama O bizi sevdi ve Oğlunu günahlarımızı bağışlatan kurban olarak dünyaya gönderdi." (16)

Tanrı yukarıdan eğilip bize ulaşmadıkça Tanrı'yı tam olarak sevemeyiz. Bu da bizi şu sonuca götürmektedir.

"Biz ise seviyoruz, çünkü önce O bizi sevdi." (17)

Tanrı'nın buyruklarını yalnızca görevimiz olduğu için değil, böyle bir sevgi karşısında sevmeye ve itaat etmeye zorlandığımız için yerine getiriyoruz.

Bu nedenle Kutsal Kitap'ta resmedilen Tanrı sevgisinin başka herhangi bir kitapta belirtilenden daha bütün ve daha iyi bir görüş olduğunu ve her şeye gücü yeten Tanrımız hakkındaki tek gerçek doğruyu yansıttığını düşünüyoruz. (Steven Masood)

Kaynaklar

I. Kuran 11:90, 85 2. Kuran2:195, 3:31 3. İkinci Yasa 10:12; 11:1ve 13

4. Matta 22:37 5. Matta 22:38 6. Yuhanna 3:16

7. Kuran 3:32, 2:195 8. Kuran 11:118 9. Kuran 16:93

10: Kuran 19: 71-72 11. Vali addin Muhammed Abdullah el Katip, Mişkat El Masabih "çeviri James Robson" (Lahore M. Eşref 1981) S27

12. Kuran 14:4 13. 2.Petrus 3:9 14. 1.Yuhanna 4:8

15. Kuran 46:9 16. 1.Yuhanna 4:8 17. 1.Yuhanna 4:19


Ziyaretçiler 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!
hzisakimdir.tr.gg Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol